Ek Bilgi

       

Facebook'ta Paylaş

HAVUZ BELDESİNİN TARİHÇESİ

 

Beldemizin tarihçesine ilişkin bilgilere daha çok Kangal tarihi araştırmalarında rastlamaktayız. Yapılan araştırmalar Havuz Beldesinin önemli bir Hitit yerleşim alanı oluğunu göstermektedir. “Hitit krallığının en gelişmiş dönemi olan M.Ö.1400 yılarında Hititlerin doğu komşusu olan Kargamış ile arasındaki sınır ilçe yakınlarında Hitit dönemine ait Havuz köyünün güneyinde bulunan Karaseki mevkiinde tipik bir Eti şehri harabesi bulunmaktadır… (1)”

 

Nitekim buradan alınıp götürülen Kapı Aslanı heykeli halen Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde “Havuz Köyü-Sivas” ibaresiyle sergilenmektedir.

 

Bu bölgenin devletimiz tarafından sit alanı olarak ilan edildiği Havuz Belediye başkanlığının açıklamasından anlaşılmaktadır:

1995 yılında Kültür Bakanlığı ve Eski Eserler Genel Müdürlüğünden Belediyemize gelen bir yazıda Humarlı ile Halep Köprüsü arasında “Sivri” denilen tepe ile beldemiz güneyindeki Karaseki’deki “Kale” denilen bölgenin birinci derecede sit alanı olduğu, bu bölgelerde kazı çalışmaları ve yapılaşmanın yasak olduğu bildirilmiştir.(2)”

 

Anadolu’nun Müslüman Türklerin hâkimiyetine geçmesinden sonraki dönemlerde de Havuz ve çevresinin önemli yerleşim alanı olduğu anlaşılmaktadır:

“Selçuklu hükümdarı Alpaslan’ın Bizanslılar ile yaptığı Malazgirt savaşını takiben yapılan antlaşma uyarınca Kızılırmak yayının dışında kalan, Kızılırmak’ın doğusu ile birlikte ilçemiz yöresi de Selçuklu egemenliğine girmiştir. Bu dönemde ilçemiz (Kangal) ve çevresi Türkmenlerin yerleşim yerlerinden biri olmuştur. Yöreye ilk gelen Türkmen beyleri yol güzergâhı (Kral yolu) olması ile ayrıca tarım ve hayvancılığa elverişli olmasından dolayı bugünkü Humarlı, Mısırören ve Havuz köylerinin bulunduğu düz ve çayırlık araziye yerleştikleri bilinmektedir. Burada yerleşenlerin Oğuz Türklerinin KANGAR boyu olduğu tahmin edilmektedir.

 

Başlangıçta göçer ve hayvancılıkla uğraşan Türkmenler, Selçuklular döneminde yerleşik düzene geçerek bugünkü Humarlı, Mısırören ve Havuz köylerini kurmuşlardır. Bu göçler zaman zaman devam etmiştir.

 

II. Beyazıt döneminde Kangal İlçemiz Osmanlılara geçmiştir. II. Selim İran seferine giderken İran saflarında yer almasın diye Erzincan, Tunceli dolaylarında yaşayan Türkmenlerin bir kısmını Zara, Divriği ve Kangal arasına yerleştirdiği bilinmektedir. 4.Murat Samsun ve Giresun limanlarını Anadolu’ya ve İstanbul’dan gelen yolu Halep’e kadar bağlayan meşhur Bağdat yolunu, Humarlı köyü civarındaki Halep köprüsünün 1626 yılında tamamlanmasından sonra hizmete açmış ve bölgeye canlılık kazandırmıştır.(1)”

 

Yine bir rivayete göre:

“Sonraki dönemlerde Türkmenler, beylik oluşturarak uzun yıllar burada kalırlar. Ancak zamanla idarecilerin kötü  yönetimi halkı bezdirir. Bu huzursuzluğun yaşandığı bir dönemde Sultan Murat Bağdat seferine giderken bugünkü adı ile Halep Köprüsü(Sultan Murat1620 yılında  buradan geçerken yapıldığı söylenmektedir)denilen yerde yöre halkı padişahın yoluna çıkarak beyliğin yöre halkına zulüm ettiğini söylerler. Durumu yerinde tespit ettiren padişah buradaki yerleşimcilerin yerini değiştirir. Buradan gidenler, henüz yerleşim yeri olmayan Kangar’a yerleşirler. Kangar ismi zamanla “Kangal”a dönüşür.

1776 yılında tekrar yerleşim birimi olan beldemizde şu an yaşayan halk, ikinci yerleşimcilerin neslidir.(2)”

Aslımız Kökenimiz:

Genelde Kangal, özelde Havuz beldesi çevresinde yaşayan halkın kökenlerinin Halep Türkmenleri olduğunu ve aynı dönemde Kangal’dan sonra nüfus yoğunluğu bakımından ikinci büyük nahiye olarak Havuz köyünün nahiyelik yaptığını öğreniyoruz:

“Kangal kazası ile ilgili ilk yazılı belgelere Sivas Vilayeti’ne bağlı Yeni İl kazası Tapu Tahrir Defterleri’nde rastlamaktayız. Yeni il kazası, Kangal merkezli olarak 1548 tarihinde kurulmuştur. Kaza ağırlıklı olarak Halep Türkmenlerinin teşkil ettiği Kangal ile Ağcakale, Aşudi, Mancınık ve daha sonraki yıllarda da Kara Tonus, Gürün ve Zamantı nahiyelerinin katılımıyla oluşmuştu.(3)”

 

İlk nahiye müdürümüz: Hacı Ahmet Ağa

“1881 yılında Kangal bölgesinde bulunan mevcut üç nahiyeye ilave olarak dört köyün daha nahiye haline getirildiğini görmekteyiz ki bu nahiyelerle müdürleri şunlardır:
Kangal Nahiyesi    : Mehmet Efendi,

Havuz Nahiyesi     : Ahmet Ağa,

Deliktaş Nahiyesi  : Hüseyin ve Salih Ağalar,  Alacahan Nahiyesi: Mehmet Bey,

Karagöl Nahiyesi   : Gül Ağa, 

Dışlık Nahiyesi       : Garip Ağa  

Güneş Nahiyesi     : Hüseyin Efendi.

 

Havuz, İkinci Büyük Nahiye:

“İdari yapıda yapılan değişiklikler nedeniyle daha önceleri Kangal nahiyesine bağlı 50 köy bulunurken bu tarihte köy sayısı 27’ye düşmüş olup, 5950’si Müslüman ve 1398’i hırıstiyan olmak üzere 7348, Havuz nahiyesi (ve ona bağlı) 10 köyde 2824’ü Müslüman 2214’ü gayr-i müslim olmak üzere 5038…nüfusa sahip bulunmaktaydı.(3)”

 

Türkiyat Araştırmaları Dergisi’nde “19.Yüzyılda Kangal Kazası’nın Sosyo-Ekonomik Yapısına Dair” başlıklı makalede beldemize ait önemli bilgi ve belgelere rastlamaktayız:

“Bugün Sivas vilayetinin bir kazası olan Kangal, 19. yüzyıl ortalarında 40 hane civarında Müslüman ve gayr-i Müslim bir nüfusu barındıran bir köydür. Ancak bu köyün etraftaki diğer köylerle birlikte oluşturulan Kangal kazasının merkezi olduğu görülür.

 

Köyümüzde Bir Vakıf:

“7 Zilkaade 1287 (28 Ocak 1871) tarihli Havuz karyesinde (köyünde) Humarlızâde Ahmed Ağa b. Mehmed’in vakfiyesindeki Kangal ve köylerine ait 7 adet vakıf tespit edilmiştir. Bunlar, Kangal kazasına bağlı Kangal, Karacaviran, Akçaşehir, Havuz, Kızıliniş, Arpalı, Gerdekbekir köylerindeki camiler için yapılmışlardır.(3)”

 

Vakıflar Genel Müdürlüğü Humarlızâde Ahmed Ağa bin Mehmed’in vakfiyesinde şu bilgilere rastlanmaktadır:

 

“Vakfın Adı:                                 Oturduğu Yer:  

Humarlızade Ahmet Ağa              Havuz Köyü     

 

 Ne için Vakfettiği:          Miktar:                                 Tarih:

 Havuz Camisi İçin      1.000 Krş           7 Zilkaade 1287 (29 Ocak 1871) 

 

Bahsi geçen köylerin camileri için yapılan vakıfların, vakıf kurucularının büyük çoğunluğu zikredilen köylerde ikamet etmektedirler. Diğer vakıf kurucularına gelince yerleşik bulundukları köyün önde gelenlerinden oldukları isimleriyle birlikte zikredilen “zâde” ve “ağa” sıfatlarından anlaşılmaktadır. Bu vakıf kurucuları menkul ve gayr-i menkullerini, (para ve mallarını) genelde camilerin bakım ve onarımı ile birlikte bu mabetlerdeki bir takım görevlilerinin maaşlarının ödenmesi için vakfettikleri anlaşılmaktadır.

Havuz İmamın Maaşı 50 Kuruş

“Vakfedilen paraların zaman içinde enflasyon karşısında erimesinin önüne geçmek amacıyla “onu on bir buçuk kuruştan” işletilmesi ve elde edilen kârdan camilerin bir takım ihtiyaçlarının giderilmesi istenmektedir.(Kangal ve çevresinde kurulan) 6 para vakfının 6’sında da vâkıfların paranın işletilmesi ve kârından harcama yapılmasını şart koşmaktadır. Harcamaların teferruatına bakıldığında caminin bakım ve onarımının dışında mesela Havuz köyü camisindeki hatibe(köy imamı) 50 kuruş ayrılmaktaydı.

 

Burada bu vakıflar yoluyla sorgulanan konulardan bir tanesi de bu köylerdeki camiler 19.asrın sonlarında mı yoksa daha önce mi yapıldıklarıdır. Vakfiyeler kısmen buna açıklık getirmektedir. En azından 5 caminin (ki bunlar Arpalı, Gerdekbekir, Kızıliniş, Havuz, Karacaviran) “müceddeden” (yeni baştan) inşasından, bahsi geçen köylerde 19. yüzyılın ortalarında (tahminen 1840-1850 arası)  belki de çok daha öncesinde camilerin var olduğunu söylenebilir.

 

Öte yandan köylerde varlıklı ve nüfuzlu kişilerin muhtarlık görevini üstlendikleri görülmektedir. 8 köyün muhtar-ı evvel (Baş. Muhtar)’ inden beşi köylerinin en zenginleridir.

Sonuç olarak Bu yazı çerçevesinde kazanın 19 yüzyıldaki sosyal ve ekonomik durumu devrin kaynaklarından 1840’larda Temettuat (gelir) defterleri, cizye kayıtları, vakfiye belgelerinden faydalanılarak ortaya konulmaya çalışılmıştır.(3)”                                                           

     

Kaynakça:

1-cumhuriyet.edu.tr/sivas/kangal/

2-Havuz Belediye Başkanlarından Ebubekir Emek’in web sitesi /Beldemizin Tarihçesi/   

3-Yrd.Doç Dr.Galip Eken, Cumhuriyet Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi /19.Yüzyılda Kangal Kazası’nın Sosyo-Ekonomik Yapısına Dair /Türkiyat Araştırmaları Dergisi

 

                                                                       Ocak 2009

                                                                Selami Yıldırım

GAZETE OKU
 

---www.wepsiten.tr.gg---



------

HABERLER
 
 
DUYURU PANOSU

---www.wepsiten.tr.gg---

SİTEYE RESİM, ŞİİR VEYA BAŞKA BİR ŞEY EKLETMEK İSTEYENLER gedizemek5858@hotmail.com ADRESİNE MAİL ATABİLİRLER

------

GAZETE OKU
GÜNÜN SÖZÜ
 
Bugün 28 ziyaretçi (30 klik) kişi burdaydı!
ANA SAYFA - ZİYARETÇİ DEFTERİ - HAVUZDAN FOTOĞRAFLAR - VİDEO - HAVUZDAN ŞİİRLER - HİO - SOHBET SAYFASI - İLAHİ DİNLE Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol